neyse yakın tarihte gitmesekte hala ilgi çeken gizemli yerlerlerden:) ve bu yuzden hakkında yazılmayı hak eden konulardan neyse fazla uzatmadan konuya girelim:
öncelikle güney kore türkiyenin 1/8 kadar olmasına ragmen nufus 50 milyona yaklaşık hal böyle oluncada yerleşim yeri sıkıntısı artıyor.Ülke'nin başkenti Seul'dur. Güney Kore ılıman iklim kuşağında kalıyor ve ülke arazisi dağlık topraklardan oluşuyor.yani turkiye gibi dört mevsim yaşanıyor.

KORELİLERİN SOSYAL HAYATI
Aslında koreliler turkler gibi gençligin amerikan özentisi konuşundan muzdaaripler.Ama kendi kimliklerine özen gösterme konusunda sonradan uyanan toplumlardan ve son zamanlardada dunyada baya populer.gelelim korelilere genel olarak son derece çalışkan ve yardımsever insanlar .Esnek mesai saatleri var ve fazla mesaai saati için ekstra ücret talep etmezler.guney kore ekonimisi asya ekonomileri arasında hatırı sayılır konumda,
kore wonunun degeri turk lirasından fazla bu yuzden paranızı buna göre ayarlamanız gerekli ayrıca pazarlıgın yaygın oldugu bir ülke( koredeki ünlü kozmetik markalarına sonradan deginicem.)Han nehrinin ikiye ayırdıgı şehirde hayat gerçekten çok canlı ,karmaşık ve zor.seulde yaşamak gerçekten sabır ve tahammül istiyor.neyse bu olumsuzluklardan sonra birazda güzel taraflarına deginelim.
Seul, 10 milyonu asan nufusu , yuksek binalari, binlerce kucuk dukkani, dunyaca bilinen buyuk firmalari ile tam bir ari kovani. Kore savasinda yerle bir oldugu icin sehirde tarihi yapilar bulmak kolay degil. Onun yerine degisik gokdelen orneklerine bakabilirsiniz. Gokdelenleri yapanlar bizde de taninan Hyundai, LG, Samsung gibi firmalar. Bu firmalara Korede chaebol adi veriliyor, bir nevi devlet destekli tekel durumundalar.
Kriz sonrasi ic piyasasini tamamen acmis.
Seul kentinde sira sira gokdelenler. Gokdelenlerin olmadigi bolgelerde ise neredeyse her dort binanin birinin tepesinde kilise can kulesi ve hac var. 1945'e kadar Hristiyanligin %4-5 lerde oldugu Kore'de bugun bu oran %35'e cikmis. Sonradan dine donen herkeste oldugu gibi bir hirsla sarilmislar ki sormayin. Geceleri binalarin tepesindeki neon haclar sehre bazilarina gore mistik bazilarina gore koca bir mezarlik havasi veriyor.

Seul gunduz cekici bir sehir olmasa da geceleri fena degil. Sehirde binlerce irili ufakli acik hava lokantasi havanin kararmasi ile canlaniyor. Tezgahlardaki binbir cesit yemek illaki milli icki soju esliginde onlari tuketecek musterileri bekliyor. Bu tezgahlarin musterileri genelde eski nesil, beraber acik havada arkadaslariyla iciyorlar, iciyorlar, iciyorlar. Ben kendilerini Ruslara icme konusunda rakip olur gordum. Galiba milli karakter olarak yavaslamak hoslarina gitmiyor, ister uretim olsun, ister soju. Genc nesil daha farkli. Onlar kapali mekanlari tercih ediyorlar.

Asagidaki dev ahtapot kollarina benzeyen yapi mangal dumanini cekmek icin. Burasi bir kendin pisir-kendin ye mekani.


Yongsan'daki bu binada sadece elektronik esya saticilari var.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder